BİR GENEL CERRAHIN SON HAYKIRIŞI !
Uzun bir süre bekledim, aşağıdaki yazınıza benden başka yanıt verilecek mi diye. Ama boşuna beklemişim, benden başka kimsenin bu konu ile ilgilenmediğinden emin olduktan sonra size ve gruba yazıyorum. Öncelikle herkesin vurdumduymaz olduğu bir ortamda böyle konuları açabildiğiniz için teşekkürler. Vurdumduymazlık kötüdür, çünkü birileri size vuracak ve siz bırakın tepki vermeyi, duymayacaksınız bile. Bu ağır bir algı bozukluğudur. 20 yıllık hekim ve 14 yıllık genel cerrahi uzmanıyım. Bu sürenin yaklaşık 6 yılı nöbetlerle geçmiştir. Ve nöbet sonrası mesaiye devamla.
24+9:33 saat kesintisiz hizmet. Bu çalışma süresi, şartlarının zorluğu ile bilinen ordu teşkilatında bile yok. Ve her hastayı kabul etmek zorunda olan, çoğu zaman eleman, malzeme, yatak eksikliği eksik olmayan bir eğitim hastanesi acil servisinde. Çoğu hekimin nöbet sonrası evine giderken, direksiyon başında uyuyup kaza yaptığını burada örneklemeyeceğim. Nöbet ertesi saat 18.00'de uyuyup o gece de çocuğunuzu göremediğinizden söz etmeyeceğim. Hafta sonları tüm dostlarınızın piknikte olduğunu bilerek, çoğu bir cezaevinin hücre odasına benzeyen nöbet odalarınıza "Aaaa! bu gün temiz çarşafı ben uğraşmadan bırakmışlar" diye sevindiğimizden bahsetmeyece-ğim. Yıpranmışlıktan bahsediyorsunuz. Biz yıpranmadık, tükendik. İşte bu nedenle özlük haklarımızdan bahsetmek bile ayıp olarak algılanıyor. Hiç kimse kanayan bu yaraya yanıt bile vermedi, ya da bu grupta nöbet tutan hekim hiç yok. Nöbetler tam bir angaryadır, angarya şimdikini bilmiyorum ama eski anayasaya göre yasaktı. Nöbetlerde başhekimini, klinik şefini, prof'unu,doçentini yanında gören var mı? Nöbetler angarya olmasa, getirisi olan bir şey olsa mutlaka kendileri tutardı.
Herkese iyi nöbetler.
Hakan Ahmet ACAR